Her şeyin bir değeri vardır. Bir şeyin gerçek değeri (kadri) ise, ona gerçekten ihtiyaç duyulduğu zaman ortaya çıkar.
Hemen herkesin ilgi duyduğu bir alanı, kendine özgü bir işi vardır. İlgi duyduğu alan ya da iş neredeyse kişi de orada bulunur.
Yoksulluk ve sıkıntı içinde yaşayıp eziyet çekmekte olan kimseler, karşılaşacakları zor şartlardan endişe duymazlar. Çünkü onlar bu şekilde yaşamaya alışıktırlar.
Telâşla, sabırsızca ve ivedilikle yapılan işler genellikle kötü sonuçlar doğurur; kişiyi pişmanlığın içine iter.
Telâşlanıp ivmekle, sabırsız davranmakla daha çabuk sonuç alacağımız, başarı kazanacağımız sanılmamalıdır. Bilinmelidir ki her işin bir süresi vardır.
Düşünüp taşınmadan, çabuk davranılarak yapılan işten iyi sonuç beklenmemelidir; o iş ya yanlış ya da bozuk olur.
Sakin, yumuşak görünmekle birlikte karşısındakini gizliden gizliye korkutmak.”Sakın onlara aba altından değnek göstermeye kalkma, yoksa kaçırırsın.”
Gönül verip âşık olmak, tutulmak.”Türkmen kızına abayı yakalı beri, sazı elinden düşürmez oldu.”
Yersiz, yararsız, boş ve anlamsız şeylerle vakit geçirmek.”Şu yaşa geldin, ama abesle iştigal etmekten vazgeçmedin.”